Ana Sayfa Arama
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Diderot Etkisi: Tüketim Tutkusu Neden Artıyor?”

İstanbul Sanayi Odası Vakfı (İSAV) ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi iş

İstanbul Sanayi Odası Vakfı (İSAV) ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi iş birliğinde geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen “Dünyevileşme” sempozyumu, katılımcılara ilham verici ve düşündürücü bir deneyim yaşattı.

Sempozyumda, ünlü Fransız filozof ve yazar Denis Diderot’un hayatından etkileyici bir öykü paylaşıldı. Diderot, eline geçen bir miktar para ile daha önce almak isteyip alamadığı pahalı bir sabahlık satın alır. Ancak evdeki diğer eşyalarıyla uyumsuz olduğunu düşünerek yeni eşyalarla değiştirir. Bu karar, Diderot’u büyük borçların içine sürükler ve sonrasında “Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık” başlıklı bir yazı kaleme alır.

Bu öykü, insanların hayatlarını eşyalara hizmet ederek geçirdiğini ve gereksiz yığınlara sahip olabileceğini vurguluyor. Biriktirilen eşyaların zamanla kullanılmadan biriktirildiği, depolarda ve dolaplarda yer kapladığı gerçeğiyle karşı karşıya kalınıyor. Oysa bu eşyalar başkalarına gerekebilecekken bizim için belki de hiçbir değer ifade etmiyor.

Kur’an’da da belirtildiği gibi, mal biriktirip onu dünyada ebedi kılmayı hedefleyenlerin durumu düşündürücüdür. Taşınamayan altınlar gibi, bir şey kullanılamadığında onun değeri de sınırlı olabilir. Bu durum, insanları gereksiz yükler altına sokarak hayatlarını zorlaştırabilir.

Diderot’un pişmanlık dolu hikayesi, insanların gereksiz tüketim alışkanlıklarını ve mal biriktirme düşüncesini sorgulamaya yönlendiriyor. Belki de en iyisi, sahip olduklarımızı daha özenli seçmek ve gereksiz tüketimden kaçınmaktır.

Hayatımızı daha anlamlı kılmak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak adına, tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmek ve gereksiz birikimlerden kaçınmak önemlidir. Diderot’un pişmanlık dolu serüveni, bize hayatımızı sorgulama ve daha bilinçli seçimler yapma fırsatı sunuyor. Unutmayalım, gerçek değerler eşyalarda değil, kalplerimizde yatar.