Nöbetçi Eczaneler
Gazeteciler ile ilgili gözaltına alındığına yönelik haberlerin ardından bu konu günlerdir gündemde kalmaya devam ediyor. Haberleri görenler ve bu konuya dair iddialar ile birlikte söylentileri duyan herkesin merak ettiği “neden gazeteciler gözaltına alındı?” sorusu gelmektedir.
2025 yılında yaşanan Gazetecilere yönelik gözaltına alınma kararları arasındaki en dikkat çeken ve halkın merak ettiği konu haline geldi. Duruma yönelik gözaltına alınma kararlarının nasıl alındığından bahsederek duruma dair gelişmeleri paylaşıyoruz. Gazetecilere yönelik gözaltı kararları kamuoyunda büyük yankı uyandırmaya devam ediyor. “Neden gazeteciler gözaltına alındı?” sorusu, hem medya çevrelerinde hem de halk arasında en çok merak edilen konuların başında geliyor. 2025 yılında yaşanan bu olay, basın özgürlüğü ve hukuk sistemi açısından çeşitli tartışmaları da beraberinde getirdi. Gözaltı kararlarının nasıl alındığı ve sürecin nasıl işlediği ise gündemin en sıcak konularından biri haline geldi.
Gazeteciler Neden Gözaltına Alındı?
Gözaltı sürecine giden olaylar, gazeteci Barış Pehlivan’ın, bilirkişi S.B. ile yaptığı telefon görüşmesinin Halk TV’de yayımlanmasıyla başladı. Görüşme, Seda Selek’in sunduğu programda izinsiz şekilde yayınlandı ve bilirkişinin isminin kamuoyuna açıklanmasıyla dikkat çekti.
Savcılık tarafından soruşturma açılmasının gerekçeleri arasında şunlar gösterildi:
- Bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesinin izinsiz kayda alınması ve yayımlanması
- Bilirkişinin kimliğinin açık edilmesi ve hedef gösterilmesi
- Yargılama sürecini etkilemeye yönelik ifadelerin kullanılması
Tüm gerekçeler ışığında gazeteci Barış Pehlivan hakkında soruşturma başlatılırken, olayın Halk TV yayınında gerçekleşmiş olması nedeniyle medya kuruluşu ve program sunucusu Seda Selek de sürecin odağında yer aldı.
Bilirkişi soruşturması süreci, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, kendisi ve CHP’li belediyeler hakkında davalara bakan bilirkişi S.B. ile ilgili suçlamalarda bulunmasıyla başladı. İmamoğlu’nun iddiaları kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, ardından gazeteci Barış Pehlivan’ın S.B. ile yaptığı telefon görüşmesi dikkat çekti.
Halk TV’de yayınlanan ses kaydında, bilirkişi S.B., kendisine yöneltilen iddiaları reddederek “Yalan konuşuyorsunuz” ifadelerini kullandı. Yayının izinsiz olması ve bilirkişinin kimliğinin açık edilmesi, hukuki süreçleri tetikleyen unsurlar arasında yer aldı.
Gazetecilere yönelik gözaltı kararları, basın özgürlüğü ve hukuk kuralları açısından tartışmalara yol açtı. Savcılık, Halk TV’de yayımlanan telefon görüşmesinin yargı sürecini etkileyebileceği gerekçesiyle soruşturma başlattı. Gelişmeler, medya kuruluşları ve gazeteciler için önemli dönüm noktası olarak görülürken, olayın ilerleyen süreçte nasıl seyir izleyeceği merak konusu olmaya devam ediyor.