Osmanlı devletini düşündüğümüz zaman İslam dinine bağlı ve Şeriat ile halkın yönetildiği bir sistemde devlet olması aynı zamanda çok uzun zamanlar Padişahların İslam halifesi olarak tüm İslam aleminde kabul edilmesi, Padişahların da Hac görevlerini yerine getirdiği düşüncelerini akıllara getirmektedir. Osmanlı padişahlarının hacca gitmediğini duyanlar ise bu durumun sebeplerini ve nedenlerini merak ederek araştırıyor, konuyu en doğru şekilde öğrenmek istiyorlar.
Hac yolunun uzun olması, Devlet işlerinin bu kadar aksatılmaması gerektiği için Osmanlı padişahları hacca gidememiştir. Bilindiği gibi büyük bir devlet olduğu için otoritesini korumak ve devletin işleyişinin aksamaması gerekmektedir, Hac yolunun uzak ve devlet yönetiminde aksaklıklar yaratabileceği için bu durumlara sebep olunmaması adına mecburiyetten gidilmediği söylenmektedir.
Osmanlı Devleti, İslam dinine bağlılığıyla bilinen ve Şeriat kurallarını temel alan yönetim anlayışını benimsemiş, İslam dünyasında büyük otorite sahibi olmuştur. Padişahların halifelik unvanını taşıması, onları tüm İslam aleminin dini lideri konumuna getirmiştir. Osmanlı padişahlarının Hac vazifesini yerine getirmediği gerçeği, pek çok kişi için şaşırtıcı olmuştur. Durumun sebepleri nelerdir?. Birçok kişinin aklına Osmanlı padişahlarının Hac ibadetini yerine getirip getirmediği sorusunu getirmiştir.
Osmanlı Padişahları Neden Hacca Gitmedi?
Osmanlı padişahlarının Hac vazifesini yerine getirmemelerinin başlıca sebebi, Hac yolculuğunun zorluğudur. Özellikle Osmanlı Devleti’nin en geniş sınırlara ulaştığı dönemde, Hac yolculuğu aylar sürebilmekteydi. Dönemin ulaşım koşulları göz önüne alındığındayolculuğun uzunluğu ve çöl şartları gibi zorluklar, padişahların ibadeti yerine getirmelerini oldukça güç hale getirmiştir.
Osmanlı padişahları, devletin en üst yöneticisi olarak büyük sorumluluk taşımaktaydı. Hac yolculuğu, padişahların uzun süre devletten uzak kalması anlamına geliyordu. Devlet yönetiminde aksamalar yaşanmasına ve otoritenin zedelenmesine yol açabilirdi. Osmanlı Devleti’nin geniş coğrafyada hüküm sürmesi, sürekli olarak yönetim ve askeri düzenin kontrol altında tutulmasını gerektiriyordu. padişahların Hac yolculuğuna çıkmaları devlet işleyişi açısından riskli bulunmaktaydı.
Osmanlı padişahları, halifelik makamını taşıdıkları için İslam dünyasında dini otoritenin simgesi olarak görülmekteydi. Onların İslam dinine olan bağlılıklarını Hac ibadeti dışında da göstermelerini sağlıyordu. Mekke ve Medine gibi kutsal şehirlerin korunması şehirlerdeki yapıların inşası ve geliştirilmesi için yapılan hizmetler, padişahların dini sorumluluklarını yerine getirdiğinin en önemli göstergelerindendi. Özellikle Hicaz bölgesine yapılan yardımlar, padişahların Hac ibadeti yapmasa da dini bağlılıklarını açıkça sergilemiştir.
Osmanlı padişahlarının Hac ibadetini yerine getirmemelerinin temel sebepleri arasında, Hac yolunun uzak ve zorlu olması, devlet yönetiminde yaşanabilecek olası aksaklıklar ve halifelik makamının temsil ettiği dini sorumlulukların farklı şekillerde yerine getirilmesi yer almaktadır. Osmanlı padişahları, İslam’a olan bağlılıklarını, kutsal şehirlerin korunması ve geliştirilmesi gibi farklı yollarla göstermiştir.